Güneş'ten Kıssalar!. : Bir Sevda Şehadeti!.
“Emir Ali;Orhan bey’in korkusuz ve cengaver bir Alp’i idi!.
Nice gazalardan,nice savaşlardan gelip geçmiştir...
Hiçbir küffara boyun eğmemiş,
hiç kimsenin de bileğini bükmesine izin vermemişti!..
Yalnızca bir tek,bir güzelin bakışları altında ezilip geçmişti...
Bu güzel ki,bey babasının ve
ahalisinin en gözde,en sevilen kızıyken,biranda bir
bakışıyla Ali’yi gönlünden bir ok ile vuruvermişti ansızın!..
Kendi de bilemezdi ki,o yiğit Alp’e sevdalanacağını...
Gönlünün her nedense bir anda ona tutsak düşeceğini...
Ey hak!. Bu nasıl bir sevdadır böylesine ki!..
Bir Alp’i,bir bey kızının gönlüne düşürüvermiş...
Bu düşkünlük ki,ona şehadeti emre ferman eylemiş...
O ferman ki,son şehadet şerbetini bile,Fatma’sının elinden içmesine vesile olmuştu.
O bey kızı nasıl unutabilsin imdi sevdiğini...
İstemsizce bir veda yolculuğunda olsa bile!.
Bir daha sevebilir miydi?. Onun gibi birini... Unutabilir miydi pekala?.
Bu denli işte,hiçbir sevdaya kapılarını açamamıştı sonsuza değin!.
Ali’ye olan sevdasını,her daim içinden söküp atamamışken,kendisini tamamen
bacı yanlığa adamayı seçmişti,yüreğini kor eden bu hırçın sevdasıyla...
Olur da,bir gün sevdiği gibi,şehit olmayı arzu eylemiş Mevla’sından... 🏹💞🕊️
Kavuşma endamıyla...” Saygılarımla vesselam!. Güneş Şi'ra Mollaadayewa!. 🙏🤫✍
Güneş'ten Kıssalar!. : Bir Sevda Yolculuğu!.
“Bir rüyayla başlamıştı,onların bu sevda masalları...
Biri Emir diğeri Hundi Fatma’ydı. Bu şehrin gönül sultanıydı her ikisi de...
Her vakit sevdalarıyla bir adım önde olsalar bile...
Yüce Mevla'm;Onların hayatlarını,birbirlerinin
kader defterine aynı şehirde bir yazmıştı yine de!.
Öyle ki;Bu sevdanın erguvan çiçekleri gibiydi.
Düşmüşlerdi gönüllerinin en güzel yerlerine...
İlk göz göze gelecekleri bu şehri Hüdavendigar’da!.
Emir çok uzak diyarlardan gelmişti elindeki üç kandille...
Bu sevda onların gönüllerine nasıl da nakş olmuştu bir kere...
Sanırsın yıllar evvelinden bir sevda,
yeniden filizlenmişti bir başka zaman diliminde...
Geldiği bu şehir,ne kutlu bir şehirdi böylesine...
Dünyanın dört bir yanından akın akın insanları çekermişçesine...
İlk adımını attığı anda düşmüştü,Fatma'nın rüyalarına...
Lakin bu bir rüya mıydı onları birbirine sıkıca bağlayan,
yoksa bir peygamber düşü müydü sadece vesile olan...
Nasıl bir sevdanın büyüsüne kapılmıştı,bu iki gencin hayatı...
Biri kerametli bir dervişi evliya,diğeriyse bir padişah kızıydı sadece...
Alabilir miydi pekala;Gönlüne düşen bu güzel padişah kızını...
Edebilir miydi;Hayatına ortak,
gönlüne eş olmuş yine de bu cihan güzelini...”
Saygılarımla vesselam!. Güneş Şi'ra Mollaadayewa!. 🙏💞✍️
Güneş'ten Kıssalar!. : Evliya Meselesi!.
“Gazi Alp Orhan Bey,Bursa’yı fethettiği sırada, Tanrı uğruna savaşan
yiğitlerden biri,bu köprü yerinde çıkayım mı,geleyim mi diye bir ses işitir!.
Gazi hemen kılıcını çekip,çıkasın bakalım,ne yapabilirsin diyerek...
Sesin geldiği bir yere kılıcıyla vurunca,vurduğu yerden gürleyip
büyük bir hazine meydana çıkarak yer ırgalanıp sallanarak sarsılır!.
Gazi hayrette kalarak şaşırır. İki yanına bakarak ne görse,
iyi derenin içi kıdafa sikkeli altınlarla dolu hazineyi bulan...
Hemen koşarak Gazi Alp Orhan Bey’e olanları anlatır.
O da ne hayır ettin ise,Yüce Allah sana kısmet eylemiş;
Git Brusa şehrinde hayrata sarf edesin diye emir buyurur!.
Savaşçı Gazi de,bütün hazineyi evine taşıyarak onda birini
devlet hazinesine verdikten sonra kalanı ile büyük bir köprü yaptırır.
İşte bu köprünün adının Irgandı köprüsü denmesinin asıl sebebi de budur...”
-Evliya-ı Çelebi Hz!. 🙏✍
"Herkese Helal,Müslümana Haram!."
Şimdi ben size rivayete göre Osmanlı devleti'ni ilk zamanlarında yaşanmış
ibretlik bir hikaye anlatacağım. İyi seyirler dilerim. Saygılarımla vesselam!. 👋
Vaktiyle Bursa'da bir Müslüman,eski adı (Yahudilik Yolağzı),bugünkü adı
Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
"Herkese Helal,Müslümana Haram!."
Payitaht Bursa başkent,tabii osmanlı karışmış,bu nasıl fitnedir diye…
Gitmişler kadıya şikayete,adam yakalanıp yaka paça huzura getirilmiş.
"Bu nasıl fitnedir,dini islam,ahalisi müslüman olan koca devlette sen kalk,
"Bu nasıl fitnedir,dini islam,ahalisi müslüman olan koca devlette sen kalk,
hayrattır,sebildir diye bir çeşme yaptır,ama suyunu Müslüman’a yasakla!."
Olacak iş midir,nedir bunun sebebi,aklını mı yitirdin?.." diye çıkışmışlar adama...
Adam: -"Müsaade buyurun,sebebi vardır,lakin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış:
-"Ne delili,ne ispatı?. Sen fitne çıkardın,Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın,katlin vaciptir!." demiş.
Demiş ama, bir yandan da merak edermiş:-"Nedir gerekçen?." diye sormuş.
Adam:-"Bir tek Sultan’a derim…" diye cevap verince,ortalık yine karışmış.
Söz Sultan’a gitmiş,adam yaka paça saraya götürülmüş…
Padişah da sinirlenmiş ama,diğer yandan o da meraklanırmış:
-"De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki,
hem çeşmeyi yaparsın,hem de her kula helal,Müslüman’a haram yazarsın?.
Adam,başı önünde konuşur: -"Delilim vardır,lakin ispat ister."
Adam,başı önünde konuşur: -"Delilim vardır,lakin ispat ister."
-"Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?."
-"O zaman boynum,hükme kıldan incedir Sultanım…"
-"Eeee?!.."
-"Sultanım,herhangi bir havradan (sinagog) rasgele bir hahamı
izahsız yaka paça tutuklayın,bir hafta tutun. Bakın neler olacak…"
Dediği yapılmış adamın..!
Bütün azınlıklar bir olmuş,başlarında Museviler; Ne oluyor,bu ne zulüm?.
Bizim din adamımıza biz kefiliz,ne gerekirse söyleyin yapalım,o masumdur,gerekirse kefalet ödeyelim…"
Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş,elçiler mektup üstüne mektup getirmiş.
Bir hafta dolunca,adam: -"Sultanım,artık bırakmak zamanıdır." demiş.
Haham bırakılmış,azınlıklar mutlu bu sefer,Sultan’a teşekkürler,hediyeler vs...
-"Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım" demiş.
Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka paça alınmış pazar ayininden
ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış.
Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış,teşekkürler,şükranlar vs...
Din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine…
Sultan: -"Bitti mi?.." demiş adama. Adam:
-"Sultanım son bir iş kaldı,sonra hüküm zamanıdır izninizle..." demiş.
Sultan: -"Şimdi nedir isteğin?.."
-"Efendim,payitahtımız Bursa’nınen sevilen,alimini alınız minberinden…"
Adamın dediğini yapmışlar,Ulucami imamını cuma hutbesinin ortasında almışlar,
yaka paça götürmüşler… Ve... Bir Allah'ın kulu çıkıp da;"Ne oluyor,siz ne yapıyorsunuz?."
Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz" gibi tek bir kelam etmemiş,imamın peşinden
Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz" gibi tek bir kelam etmemiş,imamın peşinden
giden,arayan soran olmamış… Geçmiş bir hafta,"Nerde imam" diye gelen giden yok!.
Halk halinden memnun,başlamış birdedikodu,o geçen hafta tutuklanan hoca alim için:
-"Biz de onu adam bilmiş,hoca bellemiştik…"
-"Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!."
-"Vah vaah!.. Acırım arkasında kıldığım namazlara…" -"Sorma,sorma…"
Padişah,kadı ve adam izliyorlarmış olup bitenleri.
Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş: -"Eee,ne olacak şimdi?.."
Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş: -"Eee,ne olacak şimdi?.."
Adam: -"Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helallik almak lazımdır hocadan."
"Haklısın." demiş padişah,denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş.
Adam başı önünde konuşmuş:
-"Ey büyük Sultanım,siz irade buyurunuz lütfen,böyle Müslümanlara su helal edilir mi?.."
Sultan acı acı tebessüm etmiş: -"Değil su,hava bile haram. Hava bile!.." demiş...
Sultan acı acı tebessüm etmiş: -"Değil su,hava bile haram. Hava bile!.." demiş...
0 Yorumlar